KÖYÜMÜZÜN TANITIMI
Gürçalı Köyü; Giresun İlinin, Çamoluk ilesi’ne bağlı bir köydür. Bundan önceki ismi Yukarı Zağpa veya daha eski ismi Zağpa İbala olarak geçmektedir. 1961 yılında Gürçalı köyü ismini almıştır.
Osmanlı arşivinden öğrendiğimiz kadarıyla Gürçalı Köyü’nün kuruluşu 1640’lı yıllara kadar uzanmaktadır. Bu yıllardan günümüze kadar köyümüzle ilgili olark gerek Osmanlı döneminde gerekse Cumhuriyet döneminde arşivleme yapıldığı anlaşılmaktadır. Osmanlı arşivinde; Zağpa İbala diye geçen köye ait 175 hanenin olduğu bunlardan 67 haneden vergi alındığından bahsedilmekte fakat hanelerin isimlerini okuduğumuzda bugünkü sülaleler yada soyisimlerle ilgili ortak taraf tesbit edemedim. Çünkü hane isimleri ‘’veled-i …Hasan veya herhangi bir isim’’ diye başlayıp devam ediyor ama şu hane ismi bugünkü şu sulale yada aileye tekamül ediyor diyebileceğimiz bir bilgi edinilememektedir.
Gürçalı Köyü, Çamoluk İlçe merkezine 27 km. Şebinkarahisar’a 33 km, Giresun İl merkezine ise takriben 210 km. mesafededir. Köyün doğusunda Ozan ve kısmen Eğnir köyü sınırları, kuzey batısında Şebinkarahisar ilçesi Ocaktaşı köyü, batısında Yaylaçayı Köyü ve Kayalı Köyü güneyinde Sarpkaya ve Bayır köyleri, kuzeyinde Alucra ilçesi Kabaktepe Köyü bulunmaktadır.
Köyümüzde ilkokul 1961 yılında açılmış ancak öğrenci olmaması nedeniyle köy ilkokulu kullanılmamaktadır. Mevcut hanelerin çocukları taşıma eğitim sistemi ile Çamoluk ilçemize gitmektedirler.
Köyümüzde kadastro çalışmaları 2007 yılında başlamış 2008 yılında tamamlanmıştır. İmar durumu ise 2010 yılında düzenlendi(bilgi: Muhtar Hayrettin Yıldız)
Köyümüzden çok eskiden Ozan Köyüne Çolaklı mahallemizden göç verilmiştir. Bu nedenle Ozan Köyünün Çolak soy isimli ailelerinin kökeninin köyümüzden göç edenler oldukları bilinmektedir.
1950’’li yıllardan itibaren özellikle bugün eski ilçemiz Şebinkarahisar’a bağlı Yakınca ve Sivas’ın ilçesi Akıncılar’a bağlı Ballıdere köylerine göç vermiştir. Ancak esas göçü İstanbul’a vermiştir. Neredeyse köyümüzün nüfusunun yaklaşık on hanesi dışında tamamı özellikle İstanbul’a kısmende İzmit Bayramoğlu’na göç etmişlerdir. Ancak son yıllarda yaz aylarında köye tatil amaçlı dönüşler olmaktadır. Bu nedenle her yıl ilkbahar-yaz aylarında yaklaşık altı ay boyunca köy nüfusun en yoğun olduğu aylardır. Ancak yerleşik nüfus olmadıklarından devlettende hizmet alabilmek için bu durum dezavantaj oluşturmaktadır. Ekonomik manada bir üretim sözkonusu olmadığından bir kazançtanda bahsetmek mümkün değildir. Bu nüfusu genellikle emekli insanlarımız oluşturmaktadırlar.
Köyümüz; arazinin engebeli ve dağlık olması nedeniyle tarıma elverişli değildir. Nüfusun tamamına yakını göç etmiş olması ile birlikte birkaç aile kurbanlık için besicilik ve bunla beraber arıcılık yapmaktadırlar. Son yıllarda gurbette emekli olmuş, tatil amaçlı, yılın yarısından fazlasını köyde geçiren insanlarımız amatörce arıcılık yapmaktalar. Eski aşısız verimsiz ağaçları islah ederek, aşılayarak yada yeni fidanlar dikerek meyva ağacı yetiştirmeye çalışıyorlar. Bütün bu amatörce uğraşılar nostaljik amaçlı olup ekonomik manada bir kazanç temin edilememektedir. Ancak pilanlı programlı bir çalışması yapılması durumunda başta ceviz yetiştiriciliği ve organik tarım (şeker fasulyesi) ve arıcılık olmak üzere bir çok ekeonomik değer ifade eden tarımsal üretimler yapılabilir. Maalesef bu manada yapılabilinecek şeyleri yapacak nesillerin köyümüzde hiç yaşamışlıkları yoktur. Köyde yaşanmışlık açısından nesillerimiz arasında kopuklup olmuş, tarım kültürü günümüze nesiller arası taşınamamış ve böylece uzun vadede köyümüzde yerleşik düzene geçecek yeni neslimizde yetişmemiştir.